Yazı Boyutu
Retina dokusunun iç kısmınının beslenmesini retinal damarlar sağlar. Bu damarlar arter (atar damar) ve venlerdir (toplardamar). Retinal damarların beslediği retinanın iç kısmında, görmenin beyne iletilmesini sağlayan retinal sinir lifleri vardır. Retinal damarların hasarında bu iç kısımda bozukluk gelişir ve görme problemleri ortaya çıkar.
Retinal ven tıkanıklıkları genellikle 50 yaşın üzerinde görülür ve hipertansiyon (yüksek tansiyon) diabetes mellitus (şeker hastalığı) gibi sık görülen hastalıklara eşlik eder. Nadiren de olsa gençlerde de ortaya çıkabilen bu hastalıklarda altta yapan sebep bazen bulunamazken, gençlerde nadir görülen kan hastalıklarının ve romatizmal hastalıkların habercisi olabilir.
Retinal ven tıkanıklıkları santral tıkanıklık (retinal venin tamamının tıkanması) veya ven dal tıkanıklığı (retinal venin bir dalının tıkanması) şeklinde ortaya çıkabilir. Santral retinal ven tıkanıklıklarında, görme etkileneceğinden, bu hastalığın prognozu çoğunlukla dal tıkanıklıklarına göre daha kötüdür.
Retinal ven tıkanıklığı olan hastalarda şu şikayetler olabilir;
1. Ağrı olmadan görme kaybı(baktığınız nokta da dahil olarak görmenin azalması),
2. Görme alan kaybı (baktığınız noktanın etrafında bir yerde bulanıklık olması),
3. Düz çizgileri yamuk veya bombeli görme.
Retinal ven tıkanıklıkları, tıkanan damarın yeri ve tıkanma şiddeti ile alakalı olarak, görme alan kaybından görmenin tamamen ve kalıcı olarak kaybına kadar değişen şiddetlerde ortaya çıkan bir hastalıktır.
Tedavisinde öncelikle altta yatan hastalık varsa ona yönelik destek tedavisi başlanır. OKT ve FFA (göz anjiyosu) tetkiklerinin yapılması tedaviyi yönlendirir.
Retinal ven tıkanıklıklarının güncel tedavisinde göz içine enjekte edilen ilaçlar ilk sırada yer almaktadır. Bazı hastalarda iğne tedavisine ilaveten lazer tedavisi gerekmektedir. Tedavisi ihmal edilen gözlerde göz içi kanama, görmenin tamamen kaybı, tedaviye yanıt vermeyen ağrılı göz tansiyonu gibi ciddi sonuçlar ortaya çıkar. Bu gibi durumlarda pars plana vitrektomi ve göz tansiyonu cerrahisi gerekebilmektedir.